KASTEN YARALAMA SUÇU VE CEZASI


Kasten yaralama suçu ve devamı hükümleri, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Kanun maddesinde, kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişinin, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiştir. 

Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması halinde, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.

KASTEN YARALAMA SUÇU NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ HALLER


Kanunun 87. maddesinde neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama hali öngörülmüş olup bir kısım hallere göre cezanın ne oranda artırılacağı belirtilmiştir. Bu doğrultuda, kasten yaralama fiili sonucu meydana gelen aşağıda yer alan hallerde verilecek ceza bir kat artırılacak olup bu ceza basit yaralama halinde 3 yıldan, nitelikli yaralama halinde 5 yıldan az olamayacaktır:



Maddenin ikinci fıkrasında ise başkaca ağırlaşmış haller öngörülmüştür. Bu doğrultuda, kasten yaralama fiili sonucu meydana gelen aşağıda yer alan hallerde verilecek ceza iki kat artırılacak olup bu ceza basit yaralama halinde 5 yıldan, nitelikli yaralama halinde 8 yıldan az olamayacaktır:



Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, 86. maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır. Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, basit yaralama halinde 8-12 yıl, nitelikli yaralama halinde ise 12-18 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

KASTEN YARALAMA SUÇU NİTELİKLİ HALLER


Maddenin üçüncü fıkrasında kasten yaralama suçunun nitelikli halleri düzenlenmiş olup bu hallerde verilecek cezanın yarı oranında, canavarca hisle işlenmesi halinde bir kat artırılacağı öngörülmüştür. Bu nitelikli haller aşağıdaki gibidir:


İHMALLE KASTEN YARALAMA SUÇU VE CEZASI


Kanunun 88. maddesinde bu suçun ihmali davranışla işlenmesi ele alınmış olup bu halde verilecek cezanın üçte ikisine kadar indirilebileceği ve bu hükmün uygulanmasında kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesine ilişkin koşulların göz önünde bulundurulacağı belirtilmiştir.

TAKSİRLE KASTEN YARALAMA SUÇU VE CEZASI


Kanunun 89. maddesinde ise yaralama fiilinin taksirle işlenmesi öngörülmüş olup taksirle yaralama suçunun cezası 3 ay-1 yıl hapis veya adli para cezası olarak belirlenmiştir. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış taksirle yaralama suçu tıpkı 87. maddedeki gibi iki ayrı grup halinde ele alınmıştır. Bu doğrultuda, yukarıda yer alan ilk grup haller ve bu hallere ek olarak vücutta kemik kırılması halinde belirlenen cezasının yarı oranında; ikinci grup hallerde ise cezanın bir kat artırılacağı belirtilmiştir.

Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olup neticesi sebebiyle ağırlaşmış taksirle yaralama suçunun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikayet aranmaz.

İNSAN YARALAMA SUÇU VE CEZASI YARGITAY KARARLARI

Konuyla ilgili olarak bir kısım Yargıtay kararları aşağıdaki gibidir:

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 14.05.2019 T. 2017/234 E. 2019/418 K.

“Maddenin birinci fıkrasında kasten yaralama suçunun tanımı yapılmış, kişinin vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan her davranış, yaralama olarak kabul edilmiş, madde gerekçesinde bu husus açıkça vurgulanmıştır.

Kasten yaralama suçunda korunan hukuki yarar, kişinin vücut dokunulmazlığı ve beden bütünlüğüdür. Suçun konusu, mağdurun acı verilen veya bozulan bedeni veya ruhsal varlığıdır. Failin yaptığı hareket sonucu, maddede belirtilen sonuçlardan biri meydana gelirse, kasten yaralama suçunun oluşacağında tereddüt bulunmayıp, bu sonuçları doğurmaya elverişli her türlü hareketle kasten yaralama suçunun işlenmesi mümkündür.”

 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 05.02.2019 T. 2015/705 E. 2019/59 K.

“5237 sayılı TCK’nın “Netice sebebiyle ağırlaşmış suç” başlıklı 23. maddesi;

“(1) Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi halinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir” şeklindedir.

Buna göre; failin gerçekleştirdiği bir eylemde, kastettiğinden daha ağır veya başka bir sonucun meydana gelmesi hâlinde, sorumlu tutulabilmesi için, netice bakımından en azından taksirle hareket etmiş olmasının kabulü gerekmektedir. Fail, bu sonucun meydana gelmesinden taksirle bile sorumlu tutulamıyorsa, objektif sorumluluğun kaldırılmasının doğal bir sonucu olarak, sadece nedensellik bağının bulunuyor olması, neticeden sorumlu tutulması için yeterli olmayacaktır.

Öğretide, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçun, gerçek neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç ve görünüşte ya da gerçek olmayan neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç olarak iki farklı şeklinin bulunduğu kabul edilmektedir. Gerçek neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda, failin hareketi sonucunda kastettiğinden daha ağır bir netice ortaya çıkmakta olup, gerçekleşen aşırı netice dolayısıyla bağımsız bir suç tipi ortaya çıkmaktadır. Örneğin, yaralama suçunda mağdurun ölmesi, gerçek neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç hâlidir. Görünüşte neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda ise, failin hareketi sonucunda suçun oluşması için aranan neticeden başka, niteliği de farklı olan daha ağır bir netice ortaya çıkmakta olup, gerçekleşen aşırı netice dolayısıyla temel suç niteliği aynı kalmakla beraber yalnızca ceza ağırlaştırılmaktadır. Örneğin, cinsel saldırı suçunda mağdurun bitkisel hayata girmesi, görünüşte neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç hâlidir. (Hamide Zafer, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayınevi, 5. Bası, İstanbul 2015, s. 286 vd; Mehmet Emin Artuk, Ahmet Gökcen, A.Caner Yenidünya, TCK Şerhi, Turhan Kitabevi, Ankara 2009, c 3, s. 2484 vd)

5237 sayılı TCK’nın 23. maddesinde düzenlenmiş bulunan neticesi sebebiyle ağırlaşmış suça ilişkin genel kuralın, özel hükümler arasında kendisine yer bulduğu maddelerin başında gelen TCK’nın 87. maddenin 4. fıkrasına göre, gerçekleştirilen kasten yaralama eylemi TCK’nın 86. maddesinin 1. veya 3. fıkraları kapsamında bulunur ve bunun sonucunda da ölüm meydana gelirse, en azından taksirle hareket etmiş olmak şartıyla faile belirtilen cezaların verileceği öngörülmektedir.

Kasten yaralama sonucu mağdurun ölmesine ilişkin TCK'nın 87. maddesinin 4. fıkrasının uygulanması için;

a- Failin yaralama kastı ile hareket etmesi,

b- Mağdurun TCK’nın 86. maddesinin birinci veya üçüncü fıkrasında düzenlenen şekilde yaralanmış olması,

c- Failin eylemi ile arasında illiyet bağı bulunacak şekilde mağdurun ölmesi,

d- Failin meydana gelen ölüm sonucuna ilişkin en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması,

Şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.

Buna göre, fail mağduru yaralamak amacıyla hareket etmeli, mağdurun yaralanacağını bilmeli ve bu sonucu istemelidir. Bununla birlikte fail mağdurun yaralanmasını değil de, ölmesini istemiş ve ölüm meydana gelmiş ise bu durumda kasten öldürmeden sorumlu tutulacaktır.

Madde metnine göre faile verilecek ceza belirlenirken kasten yaralama suçunun düzenlendiği TCK'nın 86. maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarına yollama yapılmıştır. O hâlde, mağdurun basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek dereceden daha ağır şekilde yaralanması gerekmektedir. Anılan maddenin 2. fıkrasında karşılığını bulan basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde meydana gelen yaralamalarda 87. maddenin 4. fıkrası uygulanamayacaktır.

Üçüncü şart olarak mağdurun ölmesi ve failin eylemi ile mağdurun ölümü arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekir.

Son olarak, failin meydana gelen bu ölüm sonucundan, en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması gerekir.”