İRTİKAP SUÇU VE CEZASI


İrtikap kavramı Türk Dil Kurumu’nda “kötü iş yapma, kötülük etme, yiyicilik, yalan söyleme, hile yapma.” olarak tanımlanmıştır. 

İrtikap suçu ve cezası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 250. maddesinde düzenlenmiştir. Kanun hükmü uyarınca, görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İcbar zorlamak anlamında kullanılmaktadır.

Kamu görevlisinin haksız tutum ve davranışları karşısında, kişinin haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek, kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmiş olması halinde, icbarın, zorlamanın varlığı kabul edilir.

İrtikap suçunda, Yargıtay kararları uyarınca icbar, manevi cebir anlamında olup cebir unsuru manevi baskıyla gerçekleşecektir. Manevi cebrin, belli bir şiddete ulaşması, ciddi olması, mağdurun baskının etkisinden kolaylıkla kurtulma imkanının bulunmaması ve bu icbarın manevi baskı oluşturmaya elverişli olması gerekmektedir. Bu durum her somut olay özelinde hakim tarafından takdir edilecektir.

Maddenin ikinci fıkrası uyarınca, görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi, 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun kişinin hatasından yararlanarak işlenmiş olması halinde, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

İrtikap edilen menfaatin değeri ve mağdurun ekonomik durumu göz önünde bulundurularak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.

İRTİKAP SUÇU VE CEZASI YARGITAY KARARLARI

Konuyla ilgili olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06.05.2021 T. 2020/276 E. 2021/201 K. sayılı kararı aşağıdaki gibidir:

“İrtikap suçu, kamu görevlisinin, kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak, kendisine veya başkasına yarar sağlamaya veya vaatte bulunmaya bir kimseyi icbar ya da ikna etmesi veya kanunen kabul etmemesi gereken yararı, muhatabının hatasından yararlanarak alması ile oluşmakta olup somut olay ile ilgisi bakımından icbar suretiyle irtikap ( cebri irtikap ) suçunun incelenmesi gerekmektedir.

İcbar sözcüğünün anlamı Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde, “zor, zorlayış, bir işi yaptırmak için zora başvurmak” şeklinde açıklanmıştır. Ceza Genel Kurulunun 30.03.2010 tarihli ve 167-70 Sayılı kararı ile yerleşmiş önceki kararlarında da vurgulandığı üzere, icbar kelimesi manevi cebir anlamında olup cebir unsuru manevi tazyikle gerçekleşecektir. Mağdurda meydana getirilen korkunun etkisi altında suçun işlenmesi hâlinde icbar gerçekleşmiş sayılacak, maddi cebir kullanılması hâlinde ise, eylem yağma suçunu oluşturacaktır. Nitekim TCK'nın 250. maddesinin gerekçesinde de bu husus açıkça belirtilmiştir. Yine Ceza Genel Kurulunun ve Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında belirtildiği üzere, manevi cebrin, belli bir şiddete ulaşması, ciddi olması, mağdurun baskının etkisinden kolaylıkla kurtulma imkânının bulunmaması gerekir. Mağdurun iradesini baskı altında tutmaya elverişli olmak şartıyla, doğrudan doğruya veya dolaylı biçimde yapılan her türlü zorlayıcı hareket de icbar kavramına dahildir. Yapılan hareketlerin mağdurun iradesini manevi baskı altında tutmaya uygun ve elverişli olması, vaat edilmesi veya sağlanması istenilen menfaatin hukuka aykırı olduğunun mağdurca bilinmesi icbar için yeterlidir. Bu nedenle de icbarın manevi baskı oluşturmaya elverişli olup olmadığı, somut olayın özellikleri ve nesnel şartlar nazara alınarak, hâkim tarafından takdir edilmelidir.

Öte yandan, icbar suretiyle irtikap suçunun gerçekleşmesi kamu görevlisinin nüfuzunu kötüye kullanmasını gerektirmektedir. Nüfuz, kamu görevlisinin görevinin vermiş olduğu yetki ve imkânlar nedeniyle sahip olduğu güç ve etkinlik; bunun kötüye kullanılması ise yetki ve imkânların sağladığı ayrıcalıklı üstün konumdan yararlanarak görevlinin kendisi ya da başkasına yarar sağlaması olup, bu suçta kamu görevlisi görevi gereği sahip olduğu gücü haksız yarar elde etme amacıyla kullanmaktadır.”