MALA ZARAR VERME SUÇU VE CEZASI
Mala zarar verme suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151. maddesinde düzenlenmiş olup madde hükmü uyarınca; başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikayeti üzerine, 4 aydan 3 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.
Mala zarar verme suçu genel kastla işlenebilen bir suç olup suçun taksirli hali düzenlenmediğinden taksirle mala zarar verme suç değildir.
MALA ZARAR VERME SUÇU NİTELİKLİ HALLER
Mala zarar verme suçunun nitelikli halleri aşağıdaki gibidir:
Suçun aşağıdaki eşyalarda işlenmesi halinde suçun cezası 1-4 yıl hapistir:
Kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer, bina, tesis veya diğer eşya hakkında.
Yangına, sel ve taşkına, kazaya ve diğer felaketlere karşı korunmaya tahsis edilmiş her türlü eşya veya tesis hakkında.
Devlet ormanı statüsündeki yerler hariç, nerede olursa olsun, her türlü dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu hakkında.
Sulamaya, içme sularının sağlanmasına veya afetlerden korumaya yarayan tesisler hakkında.
Grev veya lokavt hallerinde işverenlerin veya işçilerin veya işveren veya işçi sendika veya konfederasyonlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında.
Siyasi partilerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında.
Sona ermiş olsa bile, görevinden ötürü öç almak amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak.
Mala zarar verme suçunun, aşağıdaki şekillerde işlenmesi halinde ceza 1 kat artırılır:
Yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak.
Toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak suretiyle.
Radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanarak.
Mala zarar verme suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması halinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.
Mala zarar verme suçunun aşağıdaki kişilerin zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz:
Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin.
Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın.
Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin.
Suçun, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.
MALA ZARAR VERME SUÇU ETKİN PİŞMANLIK
Mala zarar verme suçu tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.
Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.
MALA ZARAR VERME SUÇU VE CEZASI YARGITAY KARARLARI
Konuyla ilgili olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 18.03.2021 T. 2017/17-464 E. 2021/123 K. sayılı kararı aşağıdaki gibidir:
“TCK'nın “Mala zarar verme” başlıklı 151. maddesinin birinci fıkrasında ise;
“Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hâle getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde mala zarar verme suçunun basit şekli düzenlenmiş, 152. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında da on bent hâlinde suçun nitelikli hâlleri sayılmıştır.
Anılan maddenin gerekçesinde de; "Suçun konusu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz maldır. Suç, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması, kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketlerden kirletme, örneğin; başkasına ait binanın duvarına yazı yazmak, afiş veya ilan yapıştırmak, resim yapmak suretiyle gerçekleştirilebilir." açıklamalarına yer verilmiştir.
Mala zarar verme suçuyla korunan hukuki yarar, mülkiyet hakkıdır. Mülkiyet kavramına, malın bütünleyici parçaları, eklentileri ve doğal ürünleri de dahildir. Mülkiyetin korunmasında amaç, sadece malın fiziksel olarak zarar görmesi olmayıp malın değerinin de korunmasıdır. Bu nedenle, malın özgülendiği amaca uygun kullanılabilmesini, önemsiz sayılmayacak derecede azaltan bir zararın varlığı yeterli olup malın maddi zarar görmüş olmasına gerek yoktur.
Kanuni düzenleme göz önüne alındığında, mala zarar verme suçu genel kastla işlenebilen bir suçtur. Suçun oluşması için failin belirli bir amaç ya da saikle ( özel kast ) hareket etmesine gerek yoktur.
Görüldüğü gibi mala zarar verme suçunun gerçekleşebilmesi için failin, başkasına ait taşınır veya taşınmaz bir mala, TCK'nın 151/1. maddesinde sayılan ve maddede; “kısmen veya tamamen yıkmak, tahrip etmek, yok etmek, bozmak, kullanılamaz hâle getirmek veya kirletmek” şeklinde belirtilen seçimlik hareketlerden herhangi biriyle zarar vermiş olması; TCK'nın 152/2. maddesi uyarınca nitelikli hâllerinin oluşabilmesi için de bu suçun, yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak ya da toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak suretiyle veyahut radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanarak işlenmesi gerekmektedir.
Suçun maddi unsurunu oluşturan hareketler, kanunda tahdidi şekilde belirtilmiş olmakla birlikte, zarara neden olan neticeyi meydana getirmeye elverişli fiil, aynı zamanda Kanun'da belirtilen seçimlik hareketlerden en azından birini zorunlu olarak kapsayacağından, suçun oluşumu için zarar verici sonucun gerçekleşmesini yeterli saymak gerekir.
Hırsızlık ve mala zarar verme suçları TCK'nın onuncu bölümünde "mal varlığına karşı suçlar" başlığı altında düzenlenmiş olup her iki suçun da koruduğu hukuki değer kişinin mal varlığıdır. Hırsızlık eyleminde fail zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden tamamını veya bir kısmını almak suretiyle, müştekinin mal varlığına zarar vermektedir. Mala zarar verme suçunda ise başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkıp, tahrip etmek ya da yok edip bozmak suretiyle kullanılamaz hâle getirip veya kirleterek zarar vermektedir. Her iki suç tipinde de mağdur mal varlığı itibarıyla zarar görmektedir. Hırsızlık suçunda suça konu mal, alıp götürülmek suretiyle mağdurun zilyetliği tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Mala zarar verme suçunda ise malın mutlaka alınması gerekli olmayıp, çoğunlukla malın tamamı ortadan kaldırılmamakta, zarar verilerek kısmen veya tamamen kullanılmaz hâle getirilmektedir. Hırsızlık suçunda fail faydalanma amacıyla eylemini gerçekleştirdiği hâlde, mala zarar verme suçunda mağdura zarar verme düşüncesiyle hareket etmektedir. Hırsızlık suçlarında aranan bu özel kast nedeniyle eylem, mala zarar verme suçundan ayrılmaktadır. Fail malı yarar sağlama maksadı ile değil de o malı zarar verme maksadıyla almışsa eylem hırsızlık suçunu değil, mala zarar verme suçunu oluşturacaktır. Örneğin; kötülük yapmak istediği komşusunun kömürlerini havaların sıcak olduğu bir vakitte yakmak suretiyle kullanılamaz hâle getiren failin eylemi mala zarar verme suçunu oluşturduğu hâlde, kış ayında ısınmak için komşusunun kömürlerinin alınması hırsızlık suçunu oluşturacaktır. Bununla birlikte mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı taşınır mal olması durumunda, korunan hukuki yararın tek olması dikkate alınarak ayrıca mala zarar verme suçu oluşmayacaktır. Ancak hırsızlık eylemi gerçekleştirilirken suça konu mal dışında bir başka eşyaya zarar verilmiş ise, mala zarar verme suçunun da oluşacağı kabul edilmelidir. Örneğin, aracın camı kırılarak içeride bulunan çantanın alınması hâlinde hırsızlık suçu yanında, hırsızlık suçunun konusunu oluşturmayan camın kırılmış olması nedeniyle mala zarar verme suçu da oluşacak; hırsızlık suçunun konusunu oluşturan eşyanın çalınması sırasında ayrıca bu eşyaya zarar verildiği hâllerde ise mala zarar verme suçu oluşmayacaktır. Bu kapsamda eylemin hukuki niteliğinin belirlenmesi bakımından her somut olayın özelliğine ve failin yararlanma kastının bulunup bulunmamasına göre bir değerlendirme yapılması gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır.”