TEHDİT SUÇU VE CEZASI


Tehdit kavramı, Türk Dil Kurumu’nda “gözdağı” olarak, “gözdağı” ise “sonradan verilecek bir ceza ile korkutma, yıldırma” olarak tanımlanmıştır. Tehdit suçu ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Hürriyete Karşı Suçlar” bölümünde 106. maddede düzenlenmiştir. 

Bu madde hükmü doğrultusunda; bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişinin, 6 ay-2 yıl hapis cezası ile cezalandırılacağı ve malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, 6 aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunacağı belirtilmiştir.

TEHDİT SUÇU NİTELİKLİ HALLER


Tehdit suçunun nitelikli hallerine ikinci fıkrada yer verilmiş olup bu hallerde 2-5 yıl hapis cezasına hükmolunacağı belirtilmiştir. Bu haller aşağıdaki gibidir:



Son fıkra olan üçüncü fıkra uyarınca ise tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verileceği belirtilmiştir.

TEHDİT SUÇU VE CEZASI YARGITAY KARARLARI

Konuyla ilgili olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.03.2019 T. 2016/60 E. 2019/528 K. sayılı kararı aşağıdaki gibidir:

“Türk Dil Kurumunun Büyük Türkçe Sözlüğü'ne göre, "Gözdağı verme" anlamına gelen tehdit, bir kimsenin bir zarara veya kötülüğe uğratılacağının bildirilmesidir. Bu bildirimin sözlü olması mümkün olduğu gibi başka yollarla ve bu bağlamda davranışlar yoluyla da yapılması mümkündür. Bu nedenle tehdit suçu; söz, yazı, resim, şekil veya işaret ile de işlenebilecek bir suç olup önemli olan gerçekleştirileceği belirtilen haksızlığın mağdurun bilgisine ulaştırılmasıdır (M. Emin Artuk, A. Gökcen, A. Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Turhan Kitabevi, Ankara, 6. Bası, s. 100).

Tehdidin, mağdurun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya objektif olarak elverişli olması yeterli olup, saldırının kişinin veya başkasının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına, belirli bir ağırlıkta olmak kaydıyla malvarlığına veya bunlar dışındaki sair bir kötülüğe yönelik olması gereklidir. Suçun oluşabilmesi için mağdurun iç huzurunun bozulup bozulmadığının veya korkup korkmadığının ayrıca araştırılmasına gerek yoktur. Önemli olan failin tehdidi oluşturan fiili "Korkutmak amacıyla" yapmış olmasıdır. (Majno, Ceza Kanunu Şerhi, Sevinç Matbaası, Ankara 1978, C. II, s. 127; A. Pulat Gözübüyük, Mukayeseli Türk Ceza Kanunu, 5. Bası, C. II, s. 517 ve 873)

Tehdit suçuyla korunan hukuki yarar TCK’nın 106. maddesinin gerekçesinde; "Tehdidin koruduğu hukukî değer, kişilerin huzur ve sükûnudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu madde ile insanın kendisine özgü sulh ve sükûnuna karşı işlenen saldırılar cezalandırılmış olmaktadır. Fakat, tehdidin bu maddeyle korumak istediği esas değer, kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetidir." şeklinde açıklanmıştır.”