CEZA SORUMLULUĞUNU KALDIRAN VEYA AZALTAN NEDENLER NELERDİR?
Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 24 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu kapsamda aşağıdaki bilgilere yer verilmiştir:
Kanunun hükmünü yerine getiren kimsenin cezai sorumluluğu yoktur.
Yetkili bir merciden verilip yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan kişinin cezai sorumluluğu yoktur.
Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur. Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından engellendiği hallerde, yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur.
Meşru savunma (müdafaa) konusundaki yazımıza “meşru müdafaa” adresinden ulaşılabilir.
Zorunluluk hali mevcutsa kişiye ceza verilmez. Zorunluluk hali şartları aşağıdaki gibidir:
Tehlikenin kişinin gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olması.
Kişinin bu duruma bilerek neden olmaması.
Hakkın başka suretle korunmak olanağı bulunmaması.
Tehlikenin ağır ve muhakkak olması.
Bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğunun varlığı.
Tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunması.
Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez. Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakka ilişkin açıklanan rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kişinin cezai sorumluluğu yoktur.
Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kişiye ceza verilmez. Bu gibi hallerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır.
Haksız tahrik konulu yazımıza “haksız tahrik” adresinden erişilebilir.
Hata konusundaki yazımıza “hatayla suç işlemek” adresinden erişilebilir.
Yaş küçüklüğü konusundaki yazımıza “yaş küçüklüğü” adresinden erişilebilir.
(Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur.
Yukarıda yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine 25 yıl, müebbet hapis cezası yerine 20 yıl hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkum olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.
Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, iradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişiye bu madde uygulanmaz.
Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast olmaksızın aşılması halinde, fiil taksirle işlendiğinde de cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın altıda birinden üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur.
CEZA SORUMLULUĞUNU KALDIRAN VEYA AZALTAN NEDENLER YARGITAY KARARLARI
Konuyla ilgili olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.11.2020 T. 2016/12-868 E. 2020/442 K. sayılı kararı aşağıdaki gibidir:
“Uyuşmazlığın sağlıklı bir hukuki çözüme kavuşturulması amacıyla TCK'da düzenlenen “Ceza Sorumluluğunu Kaldıran Nedenler” üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır.
5237 Sayılı TCK'nın esas aldığı ve suçun bir haksızlık olarak tanımlandığı suç teorisinde suçun unsurları; maddi unsurlar, manevi unsurlar ve hukuka aykırılık unsuru olmak üzere üç başlık altında toplanmaktadır.
Uyuşmazlıkla yakından ilgili olan hukuka aykırılık, suçu oluşturan haksızlığın niteliği olup hukuka aykırılık ile kastedilen husus fiilin hukuk sistemiyle çatışması ve hukuk sistemine aykırı olmasıdır. 5237 Sayılı Kanun'da bazı suç tanımlarında “hukuka aykırı olarak”, “hukuka aykırı başka bir davranışla”, “hukuka aykırı diğer davranışlarla”, “hukuka aykırı yolla”, “hukuka aykırı yollarla” gibi ifadelere yer verilmiştir. Bu ifadelerin geçtiği suçlarda failin, işlediği fiilin hukuka aykırı olduğunu bilmesi, yani bu konuda doğrudan kastla hareket etmesi gerekmektedir.
5237 Sayılı TCK'nda hukuka uygunluk sebepleri;
a- ) Kanunun hükmünü yerine getirme (m.24/1 ),
b- ) Meşru savunma (m.25/1 ),
c- ) İlgilinin rızası (m.26/2 ),
d- ) Hakkın kullanılması (m.26/1 ),
Olarak kabul edilmiştir.”